Yakınındaki köyden dolayı “ Yafes Köprüsü” olarak bilinmektedir. İbn Ömer Köprüsü, Dicle Köprüsü ve Bafıd Köprüsü gibi isimlerle de anılmaktadır. H. Aksu, köprünün Sasaniler devrinde yapıldığını belirtmektedir. M. Yusuf Gandur, Cizre’deki tarihi eserlerin özellikle Sâsâni ve Roma dönemlerine ait olduklarını belirttikten sonra bazılarının Selçuklular ve Atabegler zamanında yapıldığını, özellikle bazı köprülerin inşasında Artuklu sanatının izlerinin açıkça görüldüğünü, buradaki renkli taş işçiliği ile mimaride figürlerin kullanımı Zengi-Artuklu sanatlarının tipik özelliklerini yansıttığını kaydetmektedir. İbn-i Esir, köprünün 6./12. yy’da Musul Hakimi Kutbüddin (566/1170) adına Cemaleddin İsfahani (559/1164) tarafından yapıldığını söylemektedir. Gandur, İbn-i Esir’in inşa tarihi olarak verdiği bu bilgilerin köprünün onarım tarihi olduğu belirtmektedir. Ancak köprü, gerek mimari özellikleri, gerek coğrafi konumu, gerek kabartmalar ve figürlerin üslupları bakımından, bir Artuklu yapısı olduğunu anlaşılmaktadır. Mimari özellikleri yanında, özellikle köprünün süslemeleri arasındaki gezegen motifinin, Selçuklu Dönemi el sanatlarında çok görülmesi, köprünün Selçuklular’a ait olabileceğini desteklemektedir. Köprü, Mareşal Fevzi Çakmak emriyle onarılmıştır . Köprü, Dicle Nehri’nin Türkiye sınırlarından Suriye topraklarına girdiği yerde, günümüzde Türkiye-Suriye sınır güvenlik hattı içinde ve yaklaşık Cizre’nin 2 km. güneyindedir. Çok gözlü ve iki yöne meyilli köprüler grubundandır. Oldukça harap olan yapıdan günümüze kalanlar; batıda bir ayak, onu izleyen orta ayaklar ve aralarındaki kemer ve daha ilerdeki bir ayaktır. İki renkli düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Köprünün ayaklarından birinin üzerinde burç ve gezegen tasvirleri ile makili hatla yazılmış Arapça ibareler görülmektedir. Batıdaki ilk ayağın üst kısmındaki düzgün kesme taş kaplamaları dökülmüş olup moloz taş kalıntıları görülmektedir. Toplam yol uzunluğu 141 m olan köprünün yol genişliği 8.50 m.’dir. Yapının ortadaki büyük gözü 17 m yanlardaki gözler ise 10–15 m. arasında değişmektedir. Kalan izlerden köprünün ilk gözü 15.50 m,; ilk ayak 8.40 m.; ikinci göz 21.60 m; ikinci ayak 11.00 m.; ortadaki büyük göz 28.00 m.; sonraki ayak 11.00 m.; beşinci göz 21.60 m.;dördüncü ayak 8.40 m; son göz ise 15.50 m. genişliğindedir. Bundan sonraki orta ayak, kabartmalarıyla günümüze gelen en ilginç kısmıdır. Köprünün mevcut kalıntıları, susuz olan eski yatak üzerindedir. Köprü zemini iri çakıllı kum üzerine oturmaktadır. Zeminin bu özelliği, temeli sağlam tutmaktan uzak kaldığı için, çeşitli su akıntıları ve diğer etkenler, köprünün kolay çökmesini sağlamıştır . Köprünün güney bölümündeki batı ayağı 1.00 X 1.20 m. boyutlarında dikdörtgen sekiz panoya bölünmüştür. Beyaz kalker taşı üzerinde yüksek kabartma tekniğindeki panolarda birer gezegen ve burç atributu yer almaktadır. Panoların bölümüne her bir gezegenin ya da burcun adı Arapça olarak yazılmıştır. Batıda I. Pano: İki figür seçilebilmektedir. Sağdaki bağdaş kurarak oturan figür cepheden betimlenmiştir. Figürün başının üstünde yer alan terazinin kefeleri, figürün sağ ve solundan aşağıya doğru sarkarak dizlerinin üzerine kadar ulaşmaktadır. Solda yine bağdaş kurarak oturan figür profilden verilmiştir. Figürün gür saçları ve çenesinden aşağıya doğru kollarıyla bir obje tutmaktadır. Panonun üst bölümüne metoplar içine “el-mizan şerrefe zuhal” (Terazi burcu, Satürn’ü şereflendirir) ibaresi sülüs yazıyla yazılmıştır. Bu panoda Satürn gezegeni ve Terazi burcu betimlenmiştir. Batıda 2. Pano: Panonun sağında başı aşağıya doğru yerleştirilmiş yengeç figürü, solunda ise bağdaş kurarak oturan sakallı bir figür yer almaktadır. Figürün örgülü saçları aşağıya doğru sarkmaktadır. Cepheden tasvir edilen figürün elleri belindedir. Panonun bölümüne sülüs yazı ile “es-Seratanü şerref’el- müşteri” (Yengeç, Jüpiter’i şereflendirir ) ibaresi yer almaktadır. Panoda, Yengeç burcu ile Jüpiter gezegeni betimlenmiştir. Batıda 3. Pano: Panonun sağında atlı bir süvari, solunda ise boynuzlu bir hayvan figürü yer almaktadır. Cepheden tasvir edilen süvari figürü sağ elindeki kılıcı başının üstünde, sol elindeki kesik insan başını ise göğüs hizasında tutmaktadır. At ise öne doğru hamle yapar vaziyette tasvir edilmiştir. Süvarinin önündeki ikinci figür, ön ayaklarını havaya kaldırarak, arka ayakları üzerine şahlanan, boynuzları geriye doğru uzanan keçi veya oğlak figürüdür. Panonun üst bölümünde sülüs yazı ile “el- Kahr şerref’el-Cüda” (Mars gezegeni, Oğlak burcunu şereflendirir) ibaresi yer almaktadır. Batıdan 4. Pano: Panoda aslan, güneş diski tasvir edilmiştir. Aslan ileri doğru hareket halindedir. Aslanın arka bacakları arasından yukarıda doğru kıvrılan kuyruğu dikkati çekmektedir. Aslan figürünün gövdesi profilden, başı cepheden verilmiştir. Dolgun yüz detayları ve başından çıkan yeleleri savrulmaktadır. Aslan gövdesinin üstüne Güneş diski yerleştirilmiştir Diskin içinde kollarını yukarıya kaldırarak güneşi kavrayan bir figür yer almaktadır. Panonun üst bölümünde sülüs yazı ile “eş-Şemsü şerref’el-Esede” (Güneş, aslanı şereflendirir) cümlesi yer almıştır. Batıdan 5. Pano: Panonun sağında bağdaş kurarak oturan bir figür, solunda ise balık figürü yer almaktadır. Bağdaş kurarak oturan figürün üst kısmı tahrip olmuştur. Figürün kolları yandan kıvrık vaziyettedir. Balık figürü “C” şeklinde bir kıvrım oluşturur. Panonun üst bölümünde sülüs yazı ile “el- hut ” (Balık burcu) ifadesi yer almaktadır. Kırık olan bölümde ez-Zehra şerrefehâ (Venüs, onu şereflendirir) tabirinin hakedildiği belirtilmektedir. Bu bilgiye göre, Venüs gezegeni ile Balık burcu tasvir edilmiştir. Batıdan 6. Pano: Panoda bağdaş kurarak oturan iki figür yer almıştır. Figürlerin yüzeyleri çok net seçilememektedir. Figürlerin her ikisi de aynı pozisyonda ve cepheden tasvir edilmiştir. Figürlerin koldan hafif bükülen sağ elleri dizlerinin üstündedir. Sol kolları ise dirsek seviyesinden 90 derece kıvrılarak göğüs altına yerleştirilmiştir. İki figürün kafaları arasında kalan boşluğu sülüs yazı ile “ es- Sünbüle şerrefe utarid ” (Başak burcu, Merkürü şereflendirir) açıklaması işlenmiştir. Batıdan 7. Pano: Panoda yürüyen bir boğa figürü ve üzerinde hilal yer almaktadır. Profilden verilen boğanın başı ve kuyruğu tahrip olmuştur. Hilal diliminin içinde bir insan büstü yer almaktadır. Kompozisyonun sağ üst köşesinde sülüs yazı ile “ el- kamer ”(Ay) ibaresi yazılmıştır. Yazının devamının “ el- Kamer şerrefehâ’s-Sevr” (Ay, boğa burcunu şereflendirir) şeklinde olduğu belirtilmektedir. Bu bilgilere göre, Boğa burcu ile Ay gezegeni tasvir edilmiştir. Batıdan 8. pano: Panonun sağında kentaur, solunda ise ejder figürü yer almaktadır. Gövdesi ve ayakları çok iyi seçilmeyen kentaurun başı daha iyi durumdadır. Başı geriye dönük, yay geren figür profilden verilmiştir. Ejder figürü bağımsız, yekpare bir figür gibi algılanmaktadır. Sivri kulaklı, açık ağzından ateş çıkan ejderin gövdesi düğüm yapmıştır. Panonun üst bölümünde sülüs yazı ile “ el- cezahir ” ibaresi okunmaktadır. Panonun devamı okunmamaktadır. Köprünün batıdaki orta ayağında, aynalı kufi yazıyla “ yemliha ” ibaresine yer verilmiştir. Bu isim Ashab- Kehf’teki Yemliha ismini çağrıştırmaktadır