Şırnak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

2004 Yılı Hakkari ve Şırnak İlleri Yüzey Araştırması

EKİP LİSTESİ

Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP

Araş.Gör.Dr. Bülent Nuri KILAVUZ

Uzm. Dr. Burhanettin GÜNEŞ

Araş.Gör.Dr. Mehmet KULAZ

Murat SARIHAN Folklor Araştırmacısı

Erkan KOÇ Restoratör-Sanat tarihçisi

Şerife KARATAŞ Sanat Tarihçisi

Hatice İSLAMOĞLU Sanat Tarihçisi

Muhammet KURUCU Mimar

Bilal ESEN Öğrenci

ŞIRNAK İLİ VE İLÇELERİNDE KÜLTÜR VARLIKLARI

Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP

Şırnak yöresinin Ortaçağ ve sonrasına ait kültürel dokusu değişkenlik göstermektedir. Bunun temel nedeni ilin geçmişinin ve merkez olma özelliğinin çok eskiye inmemesidir. Çünkü 1990 yılında il olmuştur. Önceleri Siirt iline bağlı bir ilçe iken, il olunca Siirt , Mardin ve Hakkari’den alınan topraklarla oluşmuştur. İlçelerinden Cizre, İdil, ve Silopi Mardin’den; Merkez ilçe ve Güçlükonak Siirt’ten Beytüşşebab ve Uludere Hakkari’den dahil edilmiştir. Daha çok Cizre (bugün Şırnak’ın ilçesi konumunda) yönetsel bakımdan önemli, bu nedenle geçmişi ortaçağda parlak bir yerdir.

Şırnak il merkezinde bulunan az sayıdaki mimari eserin tamamını sivil mimarlık örnekleri teşkil etmektedir. 19.yüzyıl sonlarına kadar inen bu yapıların çoğu yok olmaya yüz tutmuş; geriye kalanlarda sahipleri tarafından değişikliğe uğratılmıştır. Ancak bu yapılardan biri olan Abdurrahman Ağa Kasrı ( Mehmet-i ağa-i Sor Kasrı) Kurul’un 21.12.1991/945 tarih ve sayılı kararıyla tescillenmiş ve bu sayede kısmi bir koruma gerçekleştirilmiştir. Diğer kasır ve taş evlerin çoğu yıkılmış ya da betonarme ilavelerle değişikliğe uğratılmıştır. Ayrıca çevresine yapılan yüksek katlı binalarla boğulmuştur. Bunlardan tescilli olan kasır dışında, bir kasır ile iki taş ev örneği belgelenmeye değer bulunmuştur. Diğerleri hem dıştan hem de içten aslını büyük ölçüde yitirmiştir. Kentin aşırı ve kontrolsüz büyümesi tarihi dokunun kaybolmasında büyük etki yapmıştır. Bunda hem kamunun hem de özel kesimin ihmali söz konusur.

Cizre yörede Türk ve İslam kültürünü temsil eden yerlerin başında gelmektedir. Botan Bölgesi’nin merkezi durumundadır. Mardin-Musul ticaret yolu üzerinde bulunması Cizre’nin önemini arttırmaktadır. Bu durum mimari eserlere de yansımıştır. Ulu Camii başta olmak üzere, Kırmızı Medrese, Abdaliye Cami ve Medresesi, Cizre Kalesi, Hamidiye Kışlası ile Belediye Binası, Deşt ve Cezire’ül İbni Ömer Köprüsü ile bazı sivil mimarlık örnekleri bunu göstermektedir. Bunların çoğu tescilli anıtsal yapılardır. Ulu Cami, Kırmızı Medrese, Abdaliye Cami ve Medresesi ile bunun içindeki Memo Zin Türbesi projelendirilmiş yalnız bu yapılarda herhangi bir restorasyon yapılmamıştır. Bunlarla ilgili Sanat Tarihi araştırmaları da yetersizdir. Cizre’nin de son yıllarda aşırı büyümesi tarihi yapılara zarar vermiştir.

Cizre’yi çevreleyen tarihi surların güney kesimi ayaktadır. Yoğunluk İçkalede karşımıza çıkmaktadır. Burası askeri bölge içerisinde kalmaktadır. Ayrıca kentin güney kesiminde mezarlık yer almaktadır. Mezarlıkta eski eski ve yeni gömüler birbirine karışmıştır. Genelde XIX.yy sonu XX.yy başına ait mezarlar çoğunluktadır. Baş ve ayak ucu şahideli, üzerlerinde kitabe dışında sembolik anlatımlı bir takım süslemeler yer almaktadır. Bunların dışında çeşitli silahlar gelmektedir. Mezarlık tescilli değildir. Eski doku günden güne kaybolmaktadır. Mezar taşları da envanterlenmelidir.

İdil, ilçe merkezinin eski adı Azağ olup, burası Tur Abidin bölgesi içinde kalmaktadır. Kültürel olarak Mardin ve Midyat’ın bir uzantısı konumundadır. Burada ve çevresinde daha çok Süryani Ortodoks kültürü görülmektedir. Mimari olarak bunlara ait kiliseler çoğunluktur. Değişik plan tipleri ve mimari özellikleri ile dikkat çeken kiliselerin bazıları faal durumdadır. Bu yıl kaynaklarda belirtilen 12 kiliseden üç adedi belgelenmiş ve üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu yapılar tescillidir.

Betüşşebab ve Uludere ise, coğrafi ve kültürel özellikler nedeniyle Hakkari ve özellikle Çukurca’nın uzantısı durumundadır. Geçmişte burada Hıristiyan Nesturilerin yaşadığını günümüze ulaşan kiliseler ortaya koymaktadır. Andaç buna bağlı Yarma Mahallesinde tespit edilen ve incelenen iki kilise bunu göstermektedir. Araştırmanın neticesine göre elde edilen veriler yeniden değerlendirilecektir.

1.ŞIRNAK

1.1.ABDURRAHMAN AĞA KASRI

Aydınlık Evler Mahallesinde Sönmez Sokakta yer alan yapı, Tayyar ONUK ve Osman ONUK mülkiyetinde bulunmaktadır. Şırnak merkezde bulunan tek tescilli yapıdır. Üzerindeki kitabeye göre 1892 tarihinde yaptırılmıştır.

Kasır doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve avlulu olup, dıştan 60.20X27.60m ölçülerinde tutulmuştur. İki bölüm halinde yapılmış olup,birinci bölüme giriş giriş doğu tarafta bulunmaktadır. Giriş kısmı dört payeye oturmakta ve iki katlı düzenleme göstermektedir. Buradan derin tutulmuş bir giriş holüyle avluya geçilmektedir. Aslında avlunun üç yanında iki katlı düzenlenmiş mekanlar sıralanmakta iken düzenlemeler yapılmış , kuzey kısmı tamamen yıkılarak yerine dört katlı apartman yapılmıştır.

Batıdaki ikinci kısma, avlunun batısındaki üç yöne kemerli olarak açılan köşk katının altından girilmektedir. Giriş sivri kemer açıklıklı bir kapıdan sağlanmaktadır. Bunun sağında ve solunda birer kitabe yer almaktadır. Soldaki kitabe 0.37 X 0.44 m sağdaki ise 0.37 X 0.50 m ebatlarındadır. Soldaki kitabe bani olarak El-Bani Müdir El-Umur Muhammed İbn-i Ağasor ile Mimar olarak Sadık Bin Ali isimleri yer almaktadır. Tarih olarak 1312 (1892) yazılmıştır. Sağdaki kitabede ise, ortada Allah, Muhammed ile köşelerde dört halife ismi vardır. Buradan da bir hol ile batıdaki ikinci kısmın avlusuna geçilmektedir. Ayrıca güney cephedeki diğer kapıdan bir hol vasıtasıyla da buraya ulaşılmaktadır.

İkinci kısım, ortada doğu batı doğrultusunda uzanan bir avludan gelişmektedir. Avlu 5.40 X 14.15m ölçülerinde tutulmuştur. Bu kısımdan avlunun kuzeyinde önü revaklı üç katlı mekan ile güneyinde mekanlar kısmen sağlam gelebilmiştir. Kuzey kısmı önündeki dört gözlü revakla dikkat çekmektedir. Revaklar her katta devam etmekte, en üstte bir terasa dönüşmektedir. Ancak revaklardan birinci kattakiler sağlam olup, zemin kat topraklarla dolmuş, ikinci kat sonradan yapılan ilavelerle tamamen tamamen bozulmuştur. Burada betonarme hatıllara oturan tuğla ve briket örgülü duvarlar yapılarak odalar oluşturulmuştur. Üç katlı bölümün iki odası kalmış, batı köşesi yıkılmıştır. Burada duvarlar temel seviyesinde izlenebilmektedir. Bunun devamı olan ve binanın batısında kalan güney kısım yıkılarak yerine iki katlı betonarme bir bina yapılıştır.

Kasır müdahale ve buna bağlı ilave yıkılmalar nedeniyle sorunlu bir yapı haline gelmiştir. Rölevelerinin tamamlanmasıyla daha ayrıntılı tanımlamalar yapılabilecektir. Bu nedenle yapıda mülkiyet sorunu ile birlikte projelendirme çalışmalarına başlanmalıdır.

1.2. SÜLEYMAN AĞA KASRI

İsmet Paşa Mahallesi, Şen Sokakta bulunan kasır, düz bir arazi üzerine yapılmıştır. Yapı Ahmet Sabri TATAR aittir. Birbirine eklenmiş birkaç yapıdan oluşmakla birlikte, sadece batıdaki ilk yapısı ile bunun doğusundaki bitişik ek yapının az bir kısmı gelebilmiştir. Diğer kısımlar sahipleri tarafından yıkılarak yerine apartman yapılmıştır. Kasırdan kalan kısma aykırı bazı ilaveler ile ikinci katta değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle zemin katın rölövesi alınmıştır. Yeni yapılan evin avlu duvarına bırakılmış kitabeden Süleyman Ağa 1927 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Kitabenin ilk yapıya mı yoksa sonradan yapılan ilavelere mi ait olduğu belli değildir.

Kasrın kısmı güney cepheye taşıntılı, “U” şeklindeki bir plan düzenlemesine sahiptir. İki katlı olarak yapılmıştır. Ortadan ikiye bölünerek iki haneye dönüştürülmüştür. Zemin kat depo ve ahır olarak yapılmıştır. Yapının dış cephelerinde düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır.

1.3.İSMAİL BARINÇ EVİ

Şırnak Merkez İsmet Paşa Mahallesi Demirciler sokakta bulunan ev kuzeyden güneye eğimli bir arazide kurulmuştur. Evin planı düzgün olmayan bir dörtgende oturmaktadır. Bu nedenle dış ölçüleri farklılıklar göstermektedir. Güney duvarı 15.86m, kuzeyi 14.97m, batısı 11.81m, doğusu ise 7.83m’dir. İki katlı olarak düzenlenmiş olan evin her iki katı, ortada bir hol ve bunun iki yanında ikişer odadan meydana gelmiştir. Evin dıştan düzgün olmayan yapısı aynı şekilde odalara da yansımıştır. Hem zemin katın üzeri, hem de birinci kat ahşap hatıllı bir örtüye sahiptir.

Eve güney cephenin ortasından sivri kemer açıklıklı bir kapıyla girilmektedir. Bunun üzerine aynı şekilde ahşap bir balkona açılan sivri kemerli açıklık yerleştirilmiştir. Günümüzde ahşap balkon kaldırılarak buraya dikdörtgen pencere bırakılmıştır. Aynı cepheye iki yanda altlı üstlü ikişer pencere açılmıştır. Bu pencereler dikdörtgen açıklıklı olup, üzerleri ahşap hatıllıdır. Doğusuna diğer bir taş ev bitiştirilmiştir. Kuzey cephe araziden dolayı daha basık ve üst tarafta üç pencere sıralanmaktadır. Btı cephe ise tamamıyla sağırdır. Tüm cephelerde düzgün sıralı kaba yonu taşlar kullanılmıştır.

Evin iç mimarisinde dikkat çekici unsur göze çarpmamaktır. Taban ve tavanlar ahşap malzeme ile yapılmıştır. Odalar kareye yakın ama düzgün değildir. Odalarda dolap nişlerine yer verilmiştir. Sıvalı ve beyaz badana ile kaplıdır. Günümüzde ev kullanılmakta olup, Şırnak’ta sayısı azalan taş evlerden biridir.

1.4.ALİ HAN AĞA (UYSAL) EVİ

Büyük Cami Sok. İsmet Paşa Mahallesinde bulunmaktadır. Bahçe içerisinde yapılmıştır. Ali Han Ağa evi iki katlı olarak düzenlenmiştir. Alt katta iki oda bulunmakta ve ev içerisinde bulunan merdivenlerle ikinci kata çıkılmaktadır.

Alt kat ve üst katta iki oda, bir salon bulunmaktadır. Odalarda iki pencere bulunur. Üst katta evin giriş kapısını üstündeki kemer üzerinde yazılar bulunmakta, yine bu kemerin üzerinde kare bir pano içerisinde kitabe yer almaktadır. Pencereler demir şebekelerle kapatılmıştır.

2.KASRİK

Kasrik, Cizre Şırnak yolu üzerinde boğazda kurulmuş bir yerleşim birimidir. Cizre’ye daha yakın olmasına rağmen günümüzde Şırnak Merkeze bağlı bir beldedir. İçerisinden Kızılsu Deresi geçmektedir. Ayrıca belde içerisinde bu suya Hoşal Deresi birleşmektedir. Bu yönüyle belde yörenin sayfiye yeri özelliği göstermektedir. Tarihi köprü ve yolları ile kale, mir evi ve değirmen kalıntıları mevcuttur. Bir de süvari kabartması şeklinde bir kaya kabartması önemlidir.

2.1.KASRİK KÖPRÜSÜ

Kasrik beldesi’nin içerisinde(Akçay), Hoşal Deresi üzerine kurulmuştur. Kuzeydoğu-Güneydoğu istikametinde uzanan köprü, üç gözlü yolunun düz olduğu köprüler grubuna girmektedir. Han Mahmut Köprüsü olarak da bilinmektedir. Köprünün üzerinde herhangi bir kitabe bulunmadığı için kim tarafından ve ne zaman yapıldığı kesin belli değildir. Muhtemelen Cizre Beyleri tarafından 16.yy da yapılış olmalıdır.

Köprünün güneydoğusundan bugünkü Cizre-Şırnak karayolu geçmekte ve betonarme bir köprü yer almaktadır. Eski köprü de aynı güzergahını bağlamaktadır. Köprü günümüzde büyük ölçüde harap vaziyettedir.üç kemer gözünden ikisi sağlam olup, kuzeydoğudaki üçüncü göz kısmen yıkılmıştır. Köprünün iki yanını yapılan binalar kapatmıştır. Köprüde düzgün kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır. Yolunda yer yer çökmeler meydana gelmiştir. Yolu döşemem taşlarla kaplanmıştır. Korkulukları tamamen yıkılmıştır.

Sivri kemer açıklıklı köprü gözleri birbirinden farklı ölçülerde yapılmıştır. Sivri kemerler ortada bağımsız iki ayağa oturmaktadır. Köprünün mansıp kısmında ayakların önüne üçgen kesitli sel yaranlar yerleştirilmiştir. Bu sel yaranlarda yıkılmalar meydana gelmiştir. Bu yönde sel yaranlar ve kemer de düzgün kesme taş, tempan duvarlarında kaba yontu taşlar kullanılmıştır. Köprüde herhangi bir süsleme mevcut değildir.

Köprünün menba kısmı daha sağlam kalmıştır. Burada kemer yüzeyleri ve aralarındaki duvar, düzgün kesme taş ve kaba yonu taşlarla örülmüştür.

Köprünün tescili yoktur. Kültür varlığı olarak tescillenerek,restore edilmesi gerekmektedir.

3.CİZRE

Cizre yörede Türk ve İslam kültürünü temsil eden yerlerin başında gelmektedir. Botan Bölgesi’nin merkezi durumundadır. Mardin-Musul ticaret yolu üzerinde bulunması Cizre’nin önemini artırmaktadır. Bu durum mimari eserlere de yansımıştır. Ulu Camii başta olmak üzere, Kırmızı Medrese,Abdaliye Cami ve Medresesi, Cizre Kalesi, Hamidiye Kışlası ile Belediye Binası, Deşt ve Cezire’ül İbni Ömer Köprüsüile bazı sivil mimarlık örnekleri bunu göstermektedir. Bunların çoğu tescilli anıtsal yapılardır. Ulu Cami,Kırmızı Medrese,Abdaliye Cami ve medresesi ile bunun içindeki Memo Zin Türbesi projelendirilmiş yalnız bu yapılarda herhangi bir restorasyon yapılmamıştır. Bunlarla ilgili Sanat Tarihi araştırmaları da yetersizdir. Cizre’nin de son yıllarda aşırı büyümesi tarihi yapılara zarar vermiştir.

3.1.CİZRE ULU CAMİ

Cizre şehir merkezinde bulunan yapı,değişik zamanlarda yapılan ilave ve onarımlarla günümüze gelebilmiştir. Caminin ilk yapısı hakkında kesin bilgimiz yoktur. Ancak üzerindeki kitabeye göre 555 (1155-56) yılında Cizre Zengi Atabeyi Ebu’l-kasım Mahmud Sencer Şah tarafından yapıldığı belirlenmektedir.

Yapının kitabeleri bazı tahribatlar geçirmiş olmalarına rağmen günümüze gelebilmişlerdir. Mihrap eksenindeki kapı ile sağ ve soldaki diğer ufak kapıların her birine ait kufi karakterli kitabeler bulunmaktadır. Ayrıca medresenin kuzey dış yüzeyinde, minare kaidesinde sekiz satırlık bir kitabe daha bulunmaktadır.

Kitabelerin birisinde Seyfeddin adı geçmektedir. Başka bir tamir kitabesinde 1284 yılında Baz Şahin oğlu Ali tarafından onarıldığı yazılıdır. Zamanla birçok tamir geçiren cami, 1945 yılında Şeyh Seyda’nın çabalarıyla usta Mahmut tarafından onarılmıştır. Daha sonra harap olan yapı özelliklerini büyük ölçüde kaybetmekle beraber, 1982 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onartılmış ve ibadete açılmıştır. Üzerinde yedi adet kitabe mevcuttur.

1.Kitabe : Ana giriş kapısının üzerinde bulunmaktadır. Kitabe kalker taşına kabartama tekniğiyle sülüs hatla yazılmıştır. Kitabe tek satırdan oluşmaktadır. Kitabenin dili Arapça’dır.

Allahümme bicelali vechike el kerim ve kelamike el kadim ve burhanike el azim irhem abdeke zaif Abderrehim.

Manası : Allah’ım büyük delillerin kadim kelamının kerim yüzünün hürmetine zayıf kulun Abdurrahime merhamet et.

2.Kitabe : Ana giriş kapısının doğusundaki birinci kitabedir. Kitabe kalker taşından kabartama tekniğiyle kufi hatla yazılmıştır. On iki satırdan oluşan kitabe dili Arapça’dır.

Lailahe illallah Muhammedin Resulullah
Bismillahirrahmanirrahim
Kulhuvellahu ahad
Allahussamed
Lem yelid
Velem yuled
Velem yekün lehu
küfüven ehad
Ma tetavvea biemilihi livechillahi azze ve celelle
Gazi bin…………………rehimehullahi ve rahime valideyhi
Ve rehime cemii müslimin
sene hamse ve hamsine ve hamse mie 555/1160

Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed onun elçisidir. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. De ki o Allah birdir. Allah sameddir. O doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey ona denk değildir. Ameliyle Allah’a itaat ettiği sürece. Gazi bin………………… Allah ona anne ve babasına ve tüm Müslümanlara rahmet etsin. Yıl 555/1160

3.Kitabe : Ana giriş kapısının doğusundaki ikinci kitabedir. Kitabe kalker taşından kabartama tekniğiyle kufi hatla yazılmıştır. Beş satırı okunabilen kitabenin dili Arapça’dır.

Bismillahirrahmanirrahim
Emere bi imareti hazel mekani el mubareki
Mevlana es sultan el Mevla el maliki el alimi
El adil ……….el melik ül…………
Seyfeddin…………….sitte meiten 600/1203

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla. Bu mübarek mekanın inşa edilmesini Mevlana el-sultan el-mevla el-alim el-adil…….el-melik ül-……… Seyfeddin emretmiştir. 600-1203

4.Kitabe : Ana giriş kapısının doğusundaki üçüncü kitabedir. Kitabe kalker taşından kabartama tekniğiyle kufi hatla yazılmıştır. Dokuz satırdan oluşan kitabenin dili Arapça ‘dır.

1. Lailahe illallah Muhammedin Resulullah

2. Bismillahirrahmanirrahim

3. İnnema veliyyukumullahu ve resuluhu

4. Vellezine amenu ellezine yukimunesselate

5. Ve yütunezzekate ve hum rakiun

6. Cüddide fı vekaleti Hayri Bin Ali Sencer

7. Bin Baz Şah

8. Fi seneti selasin

9. Ve semanine ve sitte mie 683/1284

Allahtan başka bir ilah yoktur. Muhammed Allahın elçisidir. Rahman ve rahim olan Allahın adıyla. Gerçek dostunuz Allah, resulü ve iman edip namaz kılan zekatı veren ve rükua gidenlerdir. Hayri Bin Ali Sencer Bin Baz Şahin tarafından 683/1284 tarihinde restore edilmiştir.

5.Kitabe : Ana giriş kapısının batısındaki birinci kitabedir. Kitabe kalker taşından kabartama tekniğiyle kufi hatla yazılmıştır. Kitabenin dili Arapça’dır.

1. Lailahe illallah Muhammedin Resulullah

2. Allah

3. Bismillahirrahmanirrahim

4. …………………….

Allahtan başka bir ilah yoktur. Muhammed onun elçisidir. Allah, Rahman ve rahim olan Allahın adıyla…………….

6.Kitabe : Ana giriş kapısının batısındaki ikinci kitabedir. Kitabe kalker taşından kabartama tekniğiyle kufi hatla yazılmıştır. Kitabenin dili Arapça’dır.

1. Lailahe illallah Muhammedin Resulullah

2. Bismillahirrahmanirrahim

3. Kulhuvellahu ahad

4. Allahussamed

5. Lem yelid

6. Velem yuled

7. Velem yekün lehu

8. küfüven ehad

9. Ma tetavvea biemilihi livechillahi azze ve celelle

10. Gazi bin…………………rehimehullahi ve rahime valideyhi

11. Ve rehime cemii müslimin amin rabbelalemin

Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed onun elçisidir. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. De ki o Allah birdir. Allah sameddir. O doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey ona denk değildir. Ameliyle Allah’a itaat ettiği sürece. Gazi bin………………… Allah ona anne ve babasına ve tüm Müslümanlara rahmet etsin. Amin ya rabbel alemin.

7.Kitabe : Minareni kaide kısmında bulunmaktadır. Kitabe kalker taşına kabartama tekniğiyle cel-i sülüs hatla yazılmıştır. Sekiz satırlık kitabenin dili Arapça’dır.

3. Yevme tecidu külli nefsin ma emilet min hayrin mahzaran yevme yekulu licehenneme

4. Helim tele’ti ve tekulu hel min mezid ya abdezzalima

5. Ala yedihi yevme ……… izil kulubu ledelhenaciri kazimin

6. ……………

7. Allahu taala ve meha zembuhu ve zalike fi hamisete aşere cumadil

8. El ahar senetu hamsi mietin ve hamsin ve hamsine 555/1155

………….

………………..

Her nefsin yaptığı iyilikleri önünde hazır bulunduğunda… Allah’ın cehenneme ‘doldun mu?’ sorup cehennemde ‘daha var mı?’ diye cevap verdiğinde ey zalim kul. Kalpler gırtlakta zorlandığında …………….. Allah onun günahları affetsin. 15 Cemadiyelaher 555/1155

Cami, doğu-batı doğrultusunda dörtgen planlı olup kuzeyinde simetriğe uygun olmayan ve bugün yıkık durumdaki medrese ve avlu bulunmaktadır. Avlunun kuzeyinde minare yer almaktadır. İbadete açık olan cami, enine dikdörtgen planlı ve mihrap önü kubbelidir. Harimin kuzeyinde avlu, avlunun da etrafında medrese odaları ile minare bulunmaktadır.

İlk yapıldığı dönemden günümüze kadar bir çok onarım geçiren caminin harimi ve minaresi sağlam iken, medrese günümüzde yıkık durumdadır. Eski resimlerde görülen şadırvan ve yanındaki baldaken tarzda düzenlendiği anlaşılan su kuyusundan günümüze temel kalıntılarından başka bir şey gelmemiştir. Cami günümüzde toprak seviyesinden aşağıda kalmıştır. Avlunun; ikisi de kuzeyde, bir tanesi doğuda olmak üzere üç giriş kapısı vardır. Tuğla, kesme taş ve moloz taş malzemeden inşa edilmiştir.

Cami hariminin dört cephesi de düzgün kesme taş malzemeden yapılmış olup, cephelerdeki hareketliliği pencere ve giriş kapıları sağlamaktadır. Harimin en hareketli kısma ana ve tali giriş kapılarının ve pencerelerin olduğu kuzey cephesidir.

Harimin doğu ve batı cephelerinde dikdörtgen açıklıklı dört pencere yer almaktadır. Güney cephesinde ise sekiz pencereye yer verilmiştir. Saçakta bir sıra süsleme bulunur. Kubbe sekizgen kasnağa, oturmaktadır. Kubbeye geçiş unsuru olan tromplar dışarıdan gösterilmiştir. Kasnakta dört pencere bulunmaktadır.

Kuzey cephede, harime açılan yedi kapı bulunur. Ortadaki kapı dikdörtgen açıklıklı ve sivri kemerli olarak düzenlenmiştir. Girişin üst kısmında bitkisel süslemeli bir bordür bulunur. Onun üstünde bir sıra kitabe bulunmaktadır. Ana giriş kapısının sağında ve solunda kalan diğer kapılar düz atkılı ve yuvarlak kemer alınlıklıdır. Alınlıklarda birer kitabe yer almaktadır.

Caminin kuzey cephesindeki ana giriş kapısının etrafını saran geometrik süslemeler ve üstündeki yazı kuşağı önemli süslemelerdendir. Ana giriş kapısının önünde bugün mevcut olmayan ancak, kaynaklarda geçen eyvanın, 1 m. eninde , 2.70 m . boyunda, kapının doğu ve batısında iki duvar kalıntısının varlığından bahsedilmektedir. Bu duvarlarında üzerinde de bir tonozun olduğu söylenmektedir. Kuzey cephesinde yapıya hareketlilik kazandıran diğer kapılar ve kapıların alınlıklarındaki kitabeler dikkat çekmektedir. Kuzey cephesindeki bu hareketliliği diğer cephelerde görmek mümkün değildir. Güney, doğu ve batı cepheleri sade bir şekilde yapılmıştır.

Avlu cephelerinde; düzgün kesme taş ve moloz taş kullanımı bir arada görülmektedir. Avlunun kuzeydoğusunda harime bitişik olan duvar, giriş kapısına kadar düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmişken, giriş kapısı ve avlu cephesinin diğer kısımları moloz taş malzeme ile yapılmıştır. Avlunun kuzey ve doğu cephesi giriş kapılarıyla hareketlilik kazanmıştır.

Cizre Ulu Camii’nin kuzeyinde simetriğe tam uygun olmayan dikdörtgen bir avlu yer almaktadır. Avluya doğu, kuzey, kuzeydoğudaki üç kapıyla girilmektedir. Avlunun güneyinde harim, doğu-batı ve kuzeyinde 23.05 m. ölçülerindedir. 1909 yılında çekilen bir fotoğrafta avlunun ortasında bir şadırvan ve su kuyusu görülmektedir. Ancak günümüzde sadece şadırvanın sütunlarından bir kaçının kalıntısı mevcuttur.

Avlunun doğu cephesinde yer alan giriş kapısı dikdörtgen açıklıklı olup sivri kemerli eyvan şeklindedir. Eyvan biçimindeki kapıdan avluya geçilmektedir. Dışarıya taşıntı yapan kapı toprak seviyesinden aşağıda kaldığı için birkaç basamakla inilmektedir. Kapı açıklığı düz lentoludur. Kapı açıklığı dıştan sivri bir kemerle kuşatılmıştır. Sivri kemerin, orijinalde çok dilimli olduğu kalan izlerden anlaşılmaktadır. Kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı olan eyvan çapraz tonozla örtülüdür. Tonoz, tuğla malzemeden inşa edilmişken eyvan ve beden duvarları moloz taş malzeme ile yapılıştır.

Kuzeydoğudaki giriş kapısı da zeminden aşağıda olduğu için birkaç basamakla inilmektedir. Kapı eyvan biçimde olup sivri kemerli giriş açıklıklı olarak düzenlenmiştir. Eyvan kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup üzeride aynı yöndeki sivri beşik örtülüdür. Bu giriş kapısında, düzgün kesme taş ve moloz taş bir arada kullanılmıştır.

Zeminden düşük olan ve birkaç basamakla inişi sağlanan yuvarlak kemerli doğudaki giriş kapısı ise, cepheden dışarı eyvan biçimde taşıntı yapmaktadır. Düz lentolu kapı açıklığından doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı ve yine üzeri aynı yönde devam eden beşik tonoz örtülü eyvana geçilmektedir. Tonozda balık sırtı biçiminde istiflenmiş tuğla örgüler dikkat çekmektedir.

Yapıyı yerinde inceleyen Gertrude Bell’in çekmiş olduğu fotoğraflarda günümüzde mevcut olamayan, avlunun ortasında yer alan şadırvan ve su kuyusu görülmektedir.

Şadırvan çokgen planlı olup üzeri saçaklı bir kubbeyle örtülüdür. Kubbe ise sütunlara oturmuş sivri kemerlerle taşınmaktadır. Sütunca başlıları, bilezikten sonra dışa taşkın yapraklar yüzeyine bitkisel süslemeler yer almaktadır. Günümüze kadar şadırvanın temel kalıntıları ve sütun parçaları gelebilmiştir.

Harimin kuzeyinde medrese, avluyu ‘U’ biçiminde doğu-batı ve kuzey yönlerden kuşatmaktadır. Oldukça kötü durumda olan medreseden günümüze güneydoğudaki üç mekan, kuzey kanattaki mekanlar ile minare gelebilmiştir. Medresenin batı, doğu ve kuzeydoğu kandı tamamen yıkılmış olup kısmen temel kalıntıları görülmektedir.

Avlunun doğusunda yedi eyvan vardır. Güneyde yer alan ilk eyvanın, 3.00 X 5.00 m. olup yarım daire planlı bir mihrabı vardır. Tuğladan yapılmış ve beşik tonozla örtülüdür. Basık bir kemerle ayrılan ikinci eyvan daha küçük tutuluştur. Tonozla örtülü ve moloz taş malzeme ile yapılmış olan 3. eyvan ise sokaktan avluya geçişi kapısıdır. Doğu duvarındaki izlerinden diğerleri gibi üst örtülerinin tonoz olduğu anlaşılan diğer eyvan örtüsü tamamen yıkılmış olup, sadece avluya bakan ayakların temel kalıntıları mevcuttur. Ayaklar ortalama 0.90 m. çapında ve silindirik biçimde yontulan siyah bazalt taşlarının üst üste harçla oturtulmasıyla oluşurlar.

Avluyu çevreleyen batı kanadı bugün tamamen yıkılmış olup orijinalde nasıl olduğu belli değildir. Ancak bu kanatta iki sıra ayak kalıntıları görülmektedir. Bunlardan, avluya bakan ayaklar, muhtemelen hücrelerin önündeki revaklara aittir. Harimin kuzeybatısındaki tonozlu ve kemerli iki mekan, aslında tüm cephede olması gereken revağın günümüze ulaşan kısmıdır.

Avluya kuzeyinde medrese hücreleri arasında sokağa açılan ve tonozla örtülmüş iki kapı yer almaktadır. Kuzeydoğu avlu köşesinden başlayarak batıya doğru, tonozlu, simetriğe uygun olamayan iki hücre yer almaktadır. İlk hücre avluya bir kapıyla açılan kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup üzeri sivri beşik tonoz örtülüdür. Tonozda ağızları aşağıya doğru yerleştirilmiş küçük testiler görülmektedir. İkinci mekan da kuzey güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup iç mekan ortadan bir kemerle ikiye bölünmüştür. Her iki birim aynalı tonoz ile örtülüdür. Odanın yan duvarlarında dikdörtgen nişler bulunmaktadır. Hücre, avluya sonradan açılan iki pencereyle bakmaktadır.

Harim doğu-batı yönünde uzanan enine dörtgen planlı olup avlunun güneyinde yer almaktadır. Mihrap önünde tromp geçişli bir kubbe yer almaktadır. Harimin kuzey ve güney duvarları birbirine paraleldir. Doğu ve batı duvarları ise aynı paralellikte olmayıp, kuzeye doğru ilerledikçe genişlemektedir. Böylece medrese hücreleri dahil cami, genel itibariyle simetrik bir bütünlük göstermemektedir.

İç mekan mihraba paralel dört sahından oluşmaktadır. Sahınlar, köşeleri paklı sade başlıklara oturan silindirik sütunlarla birbirinden ayrılmıştır. Sahınların üzeri doğu-batı yönünde uzanan beşik tonozla örtülüdür. Ancak harimin batısında çapraz tonoz uygulaması da görülmektedir. Mihrap önünde ise tromp geçişli kubbe vardır. Harimin duvarlarında kare kesitli duvar payeleri ile iç mekanı aydınlatan mazgal pencereler ve kuzeydeki giriş kapıları görülmektedir. İç mekanda kemerlerle birbirine bağlanan toplam 31adet sütun bulunmaktadır.

Mihrap önü kubbesi 8.20 X 8.20 m. ölçülerindeki bir kare alana oturmaktadır. Güneyden beden duvarına, doğu-batı kuzeyden birbirine bitişik ikişer sütuna, kuzeybatı ve kuzeydoğudan ise birbirine bitişik üçer sütuna oturmaktadır. Trompların dış köşelerinde beş sıra mukarnas dizisi vardır.

Mihrap enlemesine planlı caminin geniş kıble duvarında ve giriş ekseninde yer alır. Duvarın dış yüzeyinde çıkıntı yapmaz. Niş’in derinliği duvar kalınlığı içinde kalır. Tonoz örtülü mihrap, iç içe iki kademeli olarak düzenlenmiştir. Dıştan içe ilk kademenin tepe noktası zeminden 3.72 m. yüksekliktedir. İkinci kademe ise 0.86 m. genişliğinde, yerden 2.85 m. kadar yükselen yarım kubbe kavsara ile örtülüdür. Şekil ve boyutları caminin giriş kapısını ile yakın ilişkidedir. 0.65 m. derinlikte yarım daire planlı bir niş ile sonlanmaktadır. Nişin alt kısmı iç içe iki kademelidir. İç kısmın iki kenarı 0.02 m.lik dişlerle daralır. Dıştaki kısım 1.08 m. genişlikte, 1.55 m. derinlikte dikdörtgen planlıdır.

Cizre Ulu Cami minaresi kitabesine göre 1156’da yapılmıştır. Minare caminin kuzeybatı giriş kapısı üzerinde yer almaktadır. Yükseldikçe incelen minare,kare kaideli,silindirik gövdeli, tuğla malzeme ile yapılmıştır. Şerefe için bir çıkıntı yapılmamıştır. Peteğin çapı ufak tutularak gezinti yeri meydana getirilmiştir. Minarenin gövdesinde şerefeden sonra küçük çaplı bir petek yer almaktadır. Petek basit ve sonradan sıvandığı anlaşılan bir külah ile sonlanır. Minare kaidesinde ve gövdesinde yer yer dökülen sıvalar altında sırlı tuğlaların yatay şeritler halinde ve aralıklarla kullanıldığı görülmektedir. Minarenin zaman zaman onarım gördüğü ve dış etkilerden korunabilmek için sıvandığı anlaşılmaktadır.

Cami günümüzde ibadete açık olup, avlu kısmı harap vaziyettedir. Camide aslına uygu olmayan bazı uygulamalar yapılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından projeleri hazırlatılmış olup, restorasyonu yapılacaktır. Caminin kültür tarihi açısından en önemli yanını ise bugün İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesinde bulunan ejderli kapı tokmağı olan ahşap kapı kanatlarıdır.

3.2 CİZRE-KIRMIZI MEDRESE

Medrese:

Yapı üzerinde kitabesi ve vakfiyesi bulunmadığından kesin tarihi belli değildir. O.Cezmi Tuncer yapıyı XIV.y.y. ‘ın ilk çeyreğine tarihlendirmektedir. A.Yaşın medrese, mescit ve türbeden oluşan yapıyı Cizre Emiri II.Şeref Han’ın Akkoyunlulardan Cizre’yi aldıktan sonra yaptırdığını söylemektedir. Bu da yapının 1508’den sonra yapılmış olduğunu göstermektedir.

Metin Sözen ise, tarih belirtmeden medresenin Cizre Azizan Beyleri’nden II.Han Şeref tarafından yaptırıldığını ve medresenin bitişiğinde bulunan türbede, II. Han Şeref’in yakınları ve divanıyla meşhur şair ve mutasavvıf Ahmet’el-Cezeri’nin kabirlerinin bulunduğunu belirtmektedir.

Kırmızı medrese şehrin batısındaki sur kalıntılarının üzerine inşa edilmiştir. Oldukça harap bir vaziyette olan yapının, mescit ve türbe kısımları sağlam, medrese ise kısmen günümüze gelebilmiştir. Açık avlulu medreseler gurubuna girmektedir. Kuzey-güney doğrultusunda, 18.86 X 15.17 m. ölçülerinde dikdörtgen avludan gelişen bir plan şemasına sahiptir. Medresenin batı cephesinde tuğla duvara bitişik yarım daire kesitli payandalar yer almaktadır. Yapıya doğu cephenin ortasından girilmektedir.

Düzgün kesme taş temel üzerine tamamen kırmızı tuğladan inşa edilen yapının dış cepheleri oldukça sade olup açılan pencerelerle hareketlilik sağlanmıştır. Türbe iki katlı diğer kısımlar ise tek katlıdır. Medresenin güneyi mescitle sınırlandırılmıştır. Mescidin güneyinde ise Şeyh Ahmet el Cezeri’nin türbesi bulunmaktadır. Doğu cepheden dışarıya eyvan şeklinde açılan dört basamaklı bir kapıyla avluya girilmektedir. Medresenin batı cephesinde yarım daireli iki tane payanda bulunmaktadır. Payandaların yüzeyinde üç tane mazgal pencereye yer verilmiştir.

Medresenin tüm dış cephelerinde tuğla örgünün masif etkisi göze çarpmaktadır. Avlu ise kemerlerle ve eyvanlarla hareketli bir cephe görünümü verir.

Avlu kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Bunun dört yönünde revak ve medrese hücreleri sıralanmıştır. Günümüzde kuzey ve kuzeydoğudaki revak ve hücreler temel seviyesine kadar yıkılmıştır. Güneyinde mescit bunun önünde de türbe yer almaktadır.

Medresenin batı kanadı ortada üzeri beşik tonozla örtülü bir eyvan ile bunun her iki yanında simetrik aynı ölçülerdeki ikişer medrese hücresinden oluşmaktadır. Bu kanat, dıştan yarım daire şeklindeki üç payandayla desteklenmiştir. Eyvandan bir kapıyla bu payandalardan ortadakinin içine geçilmektedir… Önünde revak olan odalar doğu-batı doğrultusunda düzgün dikdörtgen planlı olup, üzeri de aynı doğrultuda uzanan beşik tonoz örtülüdür. Odalarda kuzey ve güney duvarlarında karşılıklı birer niş, doğusunda birer kapı görülmektedir. Bunların iki yanında ikişer oda halinde geçiş mekanları yer almaktadır. Buralardan gerisindeki payandalara ve köşe odalarına geçilmektedir.

Giriş eyvanın kuzeyi oldukça tahrip olduğundan buradaki mekanların durumları belli değildir. Kuzeydoğu köşede ise orijinal olması muhtemel dikdörtgen şeklinde üç tane hela dikkati çekmektedir. Bunların güneyinde ve batısında dar ve uzun tutulmuş birer dikdörtgen bölüm yer almaktadır. Kuzey kanattaki bölüm, tamamen yıkık olup sadece temel izlerini görmek mümkündür. Kalan izlerden bu bölümün de önünde, avluya eyvan şeklinde açılan kısımları olan dört tane dikdörtgen odanın izleri görülmektedir.

Ayrıca medresedeki helaların her iki yanında dar iki mekan kalıntısı dikkat çekmektedir. Kuzeydeki mekandan yukarıya çıkışın sağlandığını kaydeder. Avluya yakın yere, geçmişte bir namazgah eklenmiştir. Yerden 0.30 m. yükseklikteki bu namazgah platformu betonarme olup üzeri killi toprakla sıvanmıştır. Avlunun zemini bazalt taşıyla kaplıdır. Ancak bu taşlardan bir kısmı sökülerek bugün orijinal döşeme bozulmuştur.

Medresenin güneybatısındaki medrese hücresi Şeyh İbrahim Sori’nin ölümünden sonra türbeye çevrilmiştir. Sağlam olan yapı ziyarete açık durumdadır. Kare planlı ve kubbeli olan yapı tamamen tuğla malzemeden yapılmıştır. Avlu ve mescidin batıdaki revak bölümünden düz lentolu bir kapıyla, kare planlı ve çapraz tonoz örtülü art arda düzenlenmiş iki mekanla türbeye geçilmektedir. Bu geçiş mekanlarından sonuncusunda yarım daire kesitli ve yüzeyinde üç mazgal penceresi bulunan payandalı mekana geçilmektedir.

Türbe kare planlı olup tromp geçişli kubbeyle örtülüdür. Zeminde Şeyh İbrahim Sori’nin ahşap sandukalı mezarı bulunmaktadır. Yapının batısındaki bir pencere iç mekanı aydınlatmaktadır. Doğu duvarında ortadaki sonradan kapatılan giriş kapısı ile bunu her iki yanında birer niş yer almaktadır. Güneydoğu duvarında bir niş daha vardır.

Avlunun güneyinde doğu-batı doğrultusunda uzanan mescit, ortadaki daha büyük, yanlardaki küçük kubbeli üç mekan ile bunların önünde yer alan yine ortadaki daha geniş ve yüksek tutulmuş üçlü revaktan oluşmaktadır.Mescidin her iki yanında farklı odalar görünmektedir.

Ortadaki revak gözünden sivri kemerli ve üzerinde tuğla ajurlu penceresi olan kapıya mescit kısmı geçilmektedir.kapını her iki birer pencere vardır. Ortadaki daha yüksek iki yanda birer basık kubbeyle örtülü üç bölümünden meydana gelmiştir. Her bir bölüm birbirine duvarları oturan sivri kemerlerle bağlanmıştır.

Ortadaki bölümün güney duvarında mihrap nişi , bunun batısında bir niş doğusunda ise güneyindeki geçişi sağlayan bir kapı görülmektedir. Kuzey duvarında, giriş kapısının her iki yanında da birer niş bulunmaktadır. Batıdaki mekanın batı duvarında ortada batıdaki türbeye geçişi sağlayan bir kapı ile bunu her iki yanında yer alan bir niş, kuzeydoğuda da bir niş ve güney duvarında ise bir pencere yer almaktadır. Doğuda ki mekanın ise güneyinde sokağa bakan bir penceresi kuzey ve güney duvarlarında karşılıklı birer niş ile doğudaki diğer bir mekana geçişi sağlayan bir kapı daha vardır.

Ortadaki büyük kubbeli mekanın güney duvarının tam ortasında yer alan mihrap, tamamen taş malzemeden yapılmıştır. Mihrap nişi yarım daire planlı olup dıştan bitkisel bezemeli başlıklara sahip iç içe iki sütunce ile sınırlandırılmıştır. Üstten işteki sade, dıştaki yivli iki yuvarlak kemerle kuşatılmıştır. Mihrabı dıştaki sütuncenin kaide hizasından başlayan mukarnaslı bir bordür, üç yönden dolanmaktadır.

Güneydoğuda köşedeki medrese hücreleri sonradan mescide çevrilmiştir. Birbirine büyük bir sivri kemerle bağlanan iki kare mekandan ibarettir. Her bir bölüm kubbemsi tonoz ile ötülüdür. İlk mekanın mescitle bağlantılı bir kapı; ikinci mekanın kuzeyinde iki tane niş, batısında son cemaat yerine açılan bir kapı, doğu duvarında ise bir pencere yeralmaktadır.

Türbe

Türbenin kimin tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak yapı içinde mezar taşlarında en erkeni olanı 914/1509 tarihlidir.Muhtemelen türbe ve tarihlerden önce yapılmıştır.içinde bulunduğu Kırmızı Medrese ile birlikte 1936 yılında onarım görmüştür.

Türbe , medresenin güneyinde olup yapıdan beşgen biçiminde taşıntı yapmaktadır. İki katlı olarak düzenlenmiştir.Yapı dıştan beş cepheli içten ise,sekizgen planlıdır

Mescidin güney duvarı üzerinde bulunan mihrabın doğusundaki kapı ile üst kata girmektedir.Üst kat kubbe ile örtülü olup,bu katın güney-doğu ve batı duvarlarının düz lentolu ve dıştan sivri kemerli bir niş içine alınmış üç tane pencere bulunmaktadır.Diğer duvar yüzeylerinde sivri kemerli ve derin nişler görülmektedir. Ancak , kapının olduğu ve mescitteki mihrapla aynı eksende ki nişler diğerleri kadar derin değildir.

Cephelerin tamamen sağır olan alt kata, doğu cephedeki dört basamaklı ve dar tutulmuş bir kapıyla girilmektedir. Kapı düz lentolu ve oldukça alçak tutulmuştur. İç mekan sekizgen planlı olup üzeri içeri doğru çöken ve ters yerleştirilmiş bir kubbeyi anımsatan bir örtüye sahiptir. Sekizgenler arasında kalan yerler doğru çöken ve ters yerleştirilmiş bir kubbeyi anımsatan bir örtüye sahiptir. Sekizgenler arasında kalan yerler balık sırtı biçiminde düzenlenmiş tuğla örgülerle hareketlendirmiştir. Alt bölümlerde düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır. Cephe duvarları taş malzemeden olup üzerinden tuğladan hafif taşıntı yapan sivri kemerli nişler bulunmaktadır. Bu nişler ile üst örtü üzerinde kalan yüzeyler kaburgalandırılmış olup ,bunlar arasında kalan yüzeylerde balık sırtı biçiminde düzenlenmiş tuğla örgüleri hareketlilik sağlanmıştır. Tuğla örgüleri eşkenar dörtgen biçimindeki kartuşlarla hareketlendirmiştir.içeride yedi adet sanduka bulunmaktadır.

Türbede :üzerlerinde Arapça yazılar bulunan beş tanesi prizmatik sandukalı bir tane baş ve ayak şahideli ,bir tane sandukalı baş ve ayak şahideli toplam yedi tane mezar bulunmaktadır.

I. Mezar : Şeref’ül-Bohti oğlu Emir İmadedin’e ait olup.914/1509 tarihlidir.

II. Mezar : Emir ve Hacı Seyfeddin Bohti oğlu, Emir Alaadin oğlu, Emir Şerefüddin oğlu, Emir Bedreddin oğlu Emir Şemseddin için yapılmıştır.

III. Mezar : Şemseddin Kiriktili’nin oğlu Emir Hacı Muhammed’e aittir.

IV. Mezar : Hacı Muhammed Kiriktili’nin kızı Naz Susan’a aittir. Ayak taşında 936/1530 tarihi yer almaktadır.

V. Mezar : Kime ait olduğu belli değildir. Sadece 934/1528 tarihi okunmaktadır.

VI. Mezar : Kime ait olduğu belli değildir. Mezar taşında sadece 927/1521 tarihi okunmaktadır.

VII. Mezar : Hiçbir mezar taşı kalmamıştır.

Günümüze sağlam olarak gelen yapı, ziyarete açık durumdadır.

3.3 CİZRE ABDALİYE MEDRESESİ

Cizre’nin güneyinde Dağ kapı Mahallesinde, mezarlık içerisinde yer almaktadır. Medrese 840/1437 yılında Emir Abdal (Abdullah) ibn Abdullah Seyfettin Bohti tarafından yaptırılmıştır.

Yapıdan günümüze mescit, türbe, bir medrese hücresi, avluya geçişi sağlayan giriş ünitesi ve bir eyvan gelebilmiştir. Medresenin doğu ve batı kanadındaki hücrelerin sadece temel kalıntıları günümüze ulaşabilmiştir. Kuzey kanadında hücre olup, olmadığı belli değildir. Günümüzde bu kanattan sonradan ekenmiş namazgah, cami ve şadırvan yer almaktadır.

Medresenin, Nusaybin Caddesi ve Emir Abdal Sokak yönünden üzerinde iki girişi bulunmaktadır. Esas girişi Nusaybin Caddesi üzerindedir. Ön bahçe ile yapıların oturduğu düzlem arasında yaklaşık olarak 2.60 m.lik bir kot farkı bulunmaktadır. Türbede itinalı kesme taş kullanımı görülürken mescit kısmında kırma ve moloz taş kullanımıştır.,

Abdaliye Medresesi’nin batı cephesi, şehir surları üzerine oturmaktadır. Tamamı bazalt taşından örülmüş olan cepheler, 1930’larda yıkıldıktan sonra moloz taşlarla onarılmıştır. Moloz taşlarla kaplı olan kuzey cephesinin kapı sövesinde mermer, pencere sövelerinde ise cas kullanılmıştır. Medrese hücrelerinin cephesi, mescidin cephesinden daha geride olup, bazalt taşı ile örülüdür.

Doğu cephesi 3.72 m. seviyesine kadar bazalt taşıyla örülüdür. 3.72 m. seviyesinden 4.30 m. seviyesine kadar olan bölüm moloz taş malzemeden yapılmıştır. Güney cephesi moloz ve bazalt taş malzemenin karışımından oluşturulmuştur.

Avlunun doğusunda yer alan giriş ünitesi medresenin doğu beden duvarıyla bağlantılı olup oldukça harap bir haldedir. Giriş ünitesi, mezarlığa açılan doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı ve aynı yönde uzanan batıdan iki trompa oturan beşik tonozlu bir eyvan ile bunun arkasında yer alan kare planlı ve tromp geçişli kubbeli bir mekandan oluşmaktadır.

Günümüzde yapılan ilavelerle avlunun asli şeklini tespit etmek oldukça zordur. Ancak avlu, kalan izlerden anlaşıldığı kadarıyla kuzey-güney yönünde dikdörtgen bir plana sahip olmalıdır. Avluya Emir Abdal Sokağı. Nusaybin Caddesi ve orijinal giriş ünitesi olmak üzere (doğu; batı ve kuzey) üç yönden giriş sağlanmıştır. Ancak bunlardan sadece doğudaki mezarlığa bakan giriş bölümü günümüze kısmen sağlam olarak gelebilmiştir.

Mescit medresenin güneybatısında bulunmaktadır. Yapı doğu-batı doğrultusunda olup üç mekandan oluşmaktadır. Cepheler genelde sade olup, açılan kapı ve pencerelerle hareketlendirilmiştir. Mescide kuzey cephenin ortasındaki profili kaval ve oluk silmeli birer konsolla taşınan düz lentolu bir kapıyla girilmektedir. Kapı, mermerden yapılmış olup her iki yanında geometrik bezemeli birer bordür yer almaktadır. Kapının her iki yanında düz silmeli birer pencere bulunmaktadır. Batı taraftaki pencere dıştan dikdörtgen bir niş içine alınmıştır.

İç mekan, mihraba dikey olarak uzanan birbirine paralel üç mekandan oluşmaktadır. Mekanlar birbirine yuvarlak kemerlerle bağlanmaktadır. Her bir mekan kuzey-güney doğrultusunda uzanan beşik tonozla örtülüdür. Mihrabın olduğu duvar sağır tutulmuştur. Batıdaki mekanın batı duvarlarında iki tane,kuzeyinde ise bir tane yuvarlak kemerli pencere yer almaktadır. Doğudaki mekanın doğusunda eyvan açılan kapı ve kuzey duvarında da bir pencere bulunmaktadır.

Giriş kapısının ekseninde, orta mekanın kıble duvarındaki mihrap iç içe düzenlenmiş iki nişten ibarettir. Dıştaki niş, üç sıra mukarnas başlıklı ve kare kaideli iki sütunceye oturan sivri kemerlidir. İçteki niş duvara oturan sivri kemerle kuşatılmıştır. Mihrap yarım daire planlı olup iç duvar yüzeyi dokuz tane yivle hareketlendirilmiştir. Yivler sivri kemer biçiminde sonlanmış olup kemer içlerinde yelpaze biçiminde bezeme görülmektedir. Kavsara, altı sıra mukarnastan oluşmaktadır. Mukarnas dizilerinin içinde yelpaze biçiminde yivler, palmet, kıvrak dal ve Rumilerden oluşan süslemeler dikkati çekmektedir. Mihrabın yüzeyi, taştaki kırılmalar ve kirlenmeler nedeniyle tahrip olmuştur.

Medrese odaları ile mescit arasında yer alan eyvan, her iki birimi birbirine bağlamaktadır. Eyvan, kuzey-güney doğrultusunda uzanan sivri bileşik tonozla örtülüdür. Eyvan kuzeydeki avluya bakmaktadır. Eyvanın batısında mescit,doğusunda medrese hücresi bulunmaktadır. Eyvanın doğu duvarındaki iki sıra küçük mukarnaslı konsolla taşınan düz lentolu kapı açıklığıyla medrese hücresine girmektedir. Medrese odaların günümüzde sadece mescidin güney doğusunda ve ona bitişik eyvanla bağlantılı bir hücre gelebilmiştir. Eyvanın doğu duvarındaki düz lentolu bir kapıyla hücreye girilmektedir.

Medrese hücresi doğu-batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen planlı olup,iç içe iki mekandan meydana gelmektedir. Hücrenin kuzey cephesindeki iki pencerenin ortasında dikdörtgen bir niş içerisine yerleştiren ve üç parçadan oluşan mermer kitabe cepheye hareketlilik kazandırmıştır. Eyvanın doğu duvarındaki kapı vasıtalıyla hücreye geçilmektedir.

Medrese odası kuzey ve güney duvarların ortasından taşıntı yapan payeye oturan ve yuvarlak kemerle iki bölüme ayrılmıştır. Her iki bölüm doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup üzerleri aynı doğrultuda uzanan beşik tonozla örtülüdür. Hücrenin kuzey duvarında iki, güney duvarında ise bir tane düz lentolu pencere açılmıştır. Doğu duvarında yuvarlak kemerli bir niş bulunmaktadır. Eyvan ve hücrenin birleştiği kısımda, güney cephesinde dışa hafif taşıntılı bir payanda yer almaktadır.

Bu hücrelerin altında girişi avludan sağlanan Mem-u Zin Türbesi bulunmaktadır.

Mem u Zin Türbesi

Türbe üzerinde kimin tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak türbe 840/1437 yılında Emir Abdal (Abdullah) İbn Abdillah Seyfettin Bohti tarafından yaptırılan Abdaliye Medresesi’nin içinde olması ve içindeki mezar taşlarının birinin üzerine 854/1450 tarihinin olması türbeli mühtemelen 1437-1450 yılları arasında yaptırıldığını göstermektedir.

Mescidin güney doğusundaki medrese hücresinin hemen altında bulunmaktadır. Medrese hücresinin kuzey doğusundaki pencerenin hemen bitişiğinde yer alan 9 basamaklı türbeye inilmektedir. Türbe, doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri aynı doğrultuda uzanan sivri beşik tonozlu örtülüdür. Türbe, kuzeyinde bir pencere açıklığı ile aydınlatılmıştır.

Türbenin içinde 3 tane mezar vardır. Bunlar Mem (memu) zin (zinet) ve Bekir (beko) ‘ya aittir. Merzar taşlarını birinin üzerinde “ölümü 854’te Allah onu ve tüm Müslümanlara rahmet etsin. “ ibaresi bulunmaktadır.

3.4 CİZRE HAMİDİYE KIŞLASI

Cizre iç kale içerisinde bugün askeri bölgede kalan Hamidiye kışlası sultan Abdul Hamit Han zamanında paşa olarak tayin edilen Cizre miran aşiretleri Reisi Mustafa Paşa (Mısto-i miri) tarafında 19. yy ikinci yarısında Cizre ve Midyat ustalarına yaptırılmıştır.

Yapı üzerinde kimin tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren herhangi bir kitabı bulunmamaktadır.

Kışla 4.Hudut Tabur Komutanlığınca komutan merkezi olarak kullanılmaktadır. Askeri alan içerisinde olduğu için sağlam olarak ve yapılış amacına uygun biçimde günümüze kadar gelebilmiştir. Kışla, beyaz kalker taşında 3 katlı olarak inşa edilmiştir. Cizre ve Midyat ustalarının elinden çıkan bu eser, Selçuklu mimarisine göre yapılmıştır. Eski özelliğini korumakta olup, restorasyonu da yapılmıştır.

Yapı, dıştan 20.30X15.20m ölçülerindendir. 3 katlı olarak inşa edilen yapının bodrum katı incelenememiştir. Gerek zemin kat gerekse birinci kat geleneksel Türk evi plan tipi üs sofalı plan düzenlenmesine sahiptir. Her iki kat hem oda düzenlenmesi, ebatlar ve cephe uygulamaları açısında tamamen birbirinin aynısıdır. Düzgün kesme taş malzemede inşa edilen kışla kuzey batı – güney doğu istikametinde uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Cepheleri köşelerinde, önce arka cephelere ortalarında cephede taşıntı yapan payandalar dikkati çekmektedir. Her iki kat profili üç kaval silmeden oluşan yatay bir kuşakla birbirinden ayrılmıştır. Kuzeybatı cephede giriş revakı ve balkon, güneydoğu cephe I. Kat seviyesinde günümüzde mevcut olmayan balkonun sadece taş konsolları görülmektedir. Çatı katında duyulan ihtiyaçlardan dolayı tamir ve eklemeler yapılmıştır.

Kışlanın her bir katı yatay olarak düzenlenmiş silmelerle birinden ayrılmaktadır. Bodrum katı zemin kattan sade bir kaval silmeyle, zemin kat ise I. Kattan profili üç kaval silmeyle I. Kat da çatıdan zikzak yapan bir kaval ve bir oluk silmeden oluşan bir kuşakta ayrılmıştır. Tüm bu silmeler cephelerdeki payelerde de görülmektedir. Ancak zemin katla I. Katı ayıran silmeler, paye üzerinde bulunan dikdörtgen panolarla kesintiye uğramıştır.

Cephelerdeki pencere ve payeler simetrik uygulama açıkça görülmektedir. Her iki katın tüm cepheleri tamamen birbirinin aynısıdır. Sadece giriş cephesindeki zemin katta yer alan giriş kapısı ile I. Kattaki balkon ile arka cephedeki balkon bu uygulamayı bozmaktadır.

Yine kışlanın köşelerindeki, kuzeybatı ve güneydoğu cephelerin ortalarındaki dışarı aşırı taşıntı yapan payelerde de simetrik uygulama her iki kat içinde görülmektedir. Payelerin cephelerinde ise dikey konumda düzenlenmiş ve bir kaval silmeyle kuşatılmış içi sadece bırakılmış dikdörtgen panolar dikkati çekmektedir.

Kuzeybatı ve güneydoğu cepheleri ortasındaki iki paye cepheyi üç bölüme ayırmaktadır. Yan bölümleri iki katlı ve iki sıra halinde dörder pencere, orta bölümde iki katlı ve iki sıra halinde giriş kapıları ve her iki yanda birer pencere yer almaktadır.

Sadece birinci katın güneydoğu cephesinin ortasında balkona geçişi sağlayan kapı sonrada pencereye çevrilmiş ve alt katla uyum sağlanarak iki katlı iki sıra halinde üçerde altı pencereye yer verilmiştir. Yan cephelerde ise, kuzey ve güney uçlarda yine iki katlı birerde iki pencere, orta kısımlar ise iki katlı iki sıra halinde ikişerde dört pencere yer almaktadır. Ancak, doğu cephenin orta kısmına gelen dört pencere sonradan kapatılmıştır. Giriş kapısının olduğu kuzey batı cephedeki pencerelerine hepsi dıştan iki kaval, orta bir olup silmede oluşan bir bordürle kuşatılmışlardır. Bu bordürler pencerenin şeklini uygun biçimde yapılmışlardır.

Diğer cephelerdeki pencereler ise pencerenin şekline uygun ve cephede taşıntı yapan sade ve düz bir bordür le kuşatılmıştır. Kuzey batıdaki yarım ay biçimindeki mermer basamaklı merdivenden sadece başlık ve kaideye sahip köşeleri pahlı iki serbest kare payenin taşıdığı beşik tonoz örtülü revağa ulaşılmaktadır. Revak dışarıya yuvarlak kemerlerle açılmaktadır. Yuvarlak kemerli giriş kapısında zemin kattın iç mekanına girilmektedir. Giriş kapısı dıştan yanlardaki kalın, kemer üzerindeki ince tutulmuş, geçme motifli altın yaldızlı renge sahip kaval silmeyle sınırlandırılmıştır. Kapı kemer başlangıcında yatay konumda ve üzeri balıksırtı biçiminde yivli ve dışa taşıntı yapan bir iri taş motif bulunmaktadır. Kemer alınlığında ise, kemerin şekline uygun biçimde düzenlenmiş üçlü zencerekli kaval silme, yanlardan sarkan üçer püskülle sonlanmaktadır. Tüm bunarın arasında kalan kemer yüzünde de üstteki üçlü zencerekli kaval silmeden sarkan, ortada üzeri bitkisel bezemeli bir iri palmet, palmetin her iki yanında aşağı bakar biçimde birer hilal ve yıldız motifi, bunlarının yanlarında iki askıya sahip örgülü geçme motifli, ters üçgen biçimli birer kandil, kandillerin yanında ve en dışta bir madalyon, üstünde çok kollu bir yıldız motifi bulunmaktır. Tüm bu motifler altın yaldızlı renge sahiptir. Kemer yüzeyi ise kırmızı renklidir.

Kuzey batıdaki yarım daire biçimini merdivende giriş revağına,revaktan da yuvarlak kemerli bir kapıyla mekanlar arasındaki bağlantıyı sağlayan sofaya girilmektedir.

Sofa, kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan dikdörtgen plana sahiptir. Sofanın doğusunda üç, batısında ise iki, güneydoğusunda da bir tane yuvarlak kemerli giriş kapıları yer almaktadır. Ana giriş kapısından hemen sonra güneyindeki iki yönlü merdivenle üst kata çıkılmaktadır. Sofanın güneydoğusundaki yuvarlak kemerli bir kapıyla kuzeydoğu-güneybatı yönünde dikdörtgen planlı odaya geçilmektedir. Odanın güneydoğu duvarında üç adet pencere, giriş kapısının her iki yanında da yuvarlak kemerli birer dolap nişi yer almaktadır.

Sofanın kuzeydoğusundaki yuvarlak kemerli bir kapıyla kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan dikdörtgen planlı odaya girilmektedir. Odanın batı duvarında iki tane kuzeydoğu duvarında bir tane pencere, doğu duvarında da bir dolap nişi bulunmaktadır. Güneydoğu duvarındaki yuvarlak kemerli bir kapıyla kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir küçük odaya girilmektedir. Odanın kuzeydoğu duvarındaki pencere kapatılmıştır.

Sofanın doğusundaki yuvarlak kemerli kapıyla kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan dikdörtgen planlı odaya girilmektedir. Bu odanın da kuzeydoğu duvarındaki pencere kapatılmıştır.

Sofanın güney doğusundaki yuvarlak kemerli üçüncü kapıyla kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan dikdörtgen planlı odaya girilmektedir. Odanın doğu duvarında bir adet, güney duvarında iki tane pencere iç mekanı aydınlatmaktadır.

Sofanın kuzeybatısındaki yuvarlak kemerli bir kapıyla kuzeybatı-güneydoğu yönünde dikdörtgen planlı odaya ulaşılmaktadır. Odanın kuzeybatı duvarında iki tane, batı duvarında ise bir tane pencere vardır. Güneydoğu duvarındaki yuvarlak kemerli bir kapıyla kuzeydoğu-güneybatı yönünde dikdörtgen planlı bir küçük odaya girilmektedir. Odanın güneybatı duvarındaki bir tane pencere iç mekanı aydınlatmaktadır.

Sofanın güneybatısındaki yuvarlak kemerli bir kapıyla kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan dikdörtgen planlı son odaya girilmektedir. Odanın güneydoğu duvarında iki adet, güney duvarında bir adet pencere; doğu duvarında ise bir dolap nişi vardır. Bu odanın kuzeybatı duvarındaki yuvarlak kemerli bir kapıdan kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir küçük odaya girilmektedir. Odanın güneybatı duvarında bir pencere vardır. Yine bu odanın kuzeydoğu duvarında bir dolap nişi vardır. Ancak bu niş muhtemelen sofaya ana giriş kapısının kapatılmasıyla elde edilmiş olabilir.

3.5 CİZRE MEHMET AĞA EVİ

Cizre Merkez Dağkapı Mahallesinde bulunan Mehmet Ağa evi kuzey-güney doğrultusunda düz bir arazi üzerinde inşa edilmiştir. Hamidiye Binbaşısı Fettah Ağa tarafından yaptırılmıştır.

Ev, dıştan 23.6 X 32.50 m. ölçülerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiştir. Yapı : avlulu, iki eyvanlı ve iki katlı olarak yapılmıştır. Dıştan düz dam örtülüdür. Düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Günümüzde ara bölümlere duvarlar örülerek birkaç aile tarafından kullanılacak şekle dönüştürülmüştür.

Zemin kat,revaklı ‘U’ şeklindeki bir plana sahiptir.on üç oda ve ‘L’ şeklinde bir revak ile açık avludan ibarettir. Doğu cephesi sonradan inşa edilen evlerin duvarlarıyla kapatılmıştır. Güney cephe sağırdır. Batı cephesinde iki giriş kapısı yer almaktadır. Bunlardan ana giriş kapısı kuzeybatı köşede bulunmaktadır. Kapı dışa taşıntılı sivri kemer alınlıklı ve yuvarlak kemer girişlidir.

Kapıda hareketliliği sağlamak için siyah-beyaz renkli kesme taş malzeme kullanılmıştır. Kapı kanatları ahşaptandır. İkinci kapı güneybatı köşesinden açılmıştır. Kapı sade bir düzenlemeye sahip olup yuvarlak kemer açıklıklıdır. Kuzey cephesinden de iki giriş kapısı açılmıştır. Bu iki kapılar sade düzenlenmiş olup yuvarlak kemerlidirler.

Kuzey batı köşedeki ana giriş kapısından girişi sağlayan oda, doğu-batı doğrultusunda 4.30 X 6.80 m. ölçülerinde dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın batı duvarında yuvarlak kemeli giriş kapısı, kuzey duvarında 0.50 m. derinliğinde, dikdörtgen formlu dört niş bulunmaktadır. Doğu duvarı düz atkılı bir kapıyla avluya açılmaktadır. Odanın güney duvarında dikdörtgen formlu dört niş ve yuvarlak kemerli bir kapı mevcuttur. Güneybatıdaki bu kapıyla güneydeki diğer odaya geçilmektedir. Bu oda kapatıldığından girilememiştir.

Giriş bölümünden bir kapıyla geçilen avlu, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup açık avlulu planlı evlerin grubuna girmektedir. Avlunun batı ve güney tarafında ’L’ şeklinde uzanan yuvarlak kemerli revak kısmı bulunmaktadır. Revaklar dokuz kare ayağa oturan on yuvarlak kemerlerle avluya açılmaktadır. Avlunun kuzey tarafında üç oda bulunmaktadır. Güney tarafı sonradan inşa edilen evlerle kapatılmıştır.

Avlunun kuzeybatı köşesindeki revaklardan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilen ambar , 2.30 X 3.40 m. ölçülerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve aynı yönde sivri beşik tonozla örtülüdür. Ambarın batı ve kuzey duvarları sağırdır. Doğu duvarı mazgal bir pencere ile avluya açılmaktadır. Güney duvarında ise giriş kapısı mevcuttur.

Revakların batısında yer alan 1.odaya kuzeydoğu köşede yer alan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Oda, 3,80 X 7.80 m. ölçülerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz örtülüdür. Odanın kuzey ve güney duvarı sağır tutulmuştur. Batı duvarında altta dikdörtgen formlu dört niş ve üstte üç mazgal pencere yer almaktadır. Doğu duvarında güneydoğu köşede bir niş, kuzeydoğu köşede giriş kapısı ve ikisinin ortasında iki pencere bulunmaktadır. Pencereler yuvarlak kemerli olup revaklara açılmaktdır.

Revağın batısında yer alan ikinci odaya kuzeydoğu köşede bulunan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Oda 3.30 X 3.80 m. ölçülerinde doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın kuzey duvarında yuvarlak kemerli bir niş, batı duvarında iki mazgal pencere mevcuttur. Güney duvarı sağır bırakılmıştır. Doğu duvarında bir pencere ve giriş kapısı bulunmaktadır.

Revağın batısında yer alan 3.odaya kuzeydoğu köşede yer alan yuvarlak kemer girişli bir kapıdan girilmektedir. Oda, 3.30 X 3.80 m. ölçülerinde doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın kuzey ve güney duvarlar sağır tutulmuştur. Batı duvarında altta dikdörtgen formlu, yuvarlak kemerli bir niş, üstte ise bir mazgal pencere ve aynı formda düzenlenmiş olan giriş kapısı yer almaktadır. Her ikisi de revaklara açılmaktadır. Güneybatı köşede yer alan odaya kuzey doğu köşede açılan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Oda, 3.80 X 6.10 m. ölçülerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın kuzey ve güney duvarlar sağırdır. Batı duvarında altta yuvarlak kemerli, üstte iki mazgal pencere açılmıştır. Doğu duvarında revaklara açılan giriş kapısı mevcuttur.

Revağın güneyinde yer alan birinci odaya kuzeydoğu köşede açılan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Oda, 4.00 X 4.70m. ölçülerinde doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı düz dam örtülüdür. Odanın batı duvarında dikdörtgen formlu niş açılmıştır. Güney ve doğu duvarı sağır tutulmuştur. Kuzey duvarında revaklara açılan iki pencere ve giriş kapısı, üstte iki mazgal pencere yer almaktadır.

Revağın güneyinde bulunan ikinci,odaya kuzeydoğuda bulunan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Oda, 4.00 X 4.40 m. ölçülerinde doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam pencere ve giriş kapısıyla revaklara açılmaktadır.

Revağın güneyindeki üçüncü oda, eyvan şeklinde olup yuvarlak kemerle revaklara açılmaktadır. Oda 4.00 X 4.40 m. ölçülerinde doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın batı duvarında yuvarlak kemerli, dikdörtgen formlu bir niş açılmıştır. Güney duvarı sağır tutulmuştur. Doğu duvarında, doğudaki odaya açılan yuvarlak kemerli giriş kapısı bulunmaktadır. Kuzey duvarı yuvarlak kemerle revaklara açılmaktadır.

Güneydoğu köşede bulunan dördüncü odaya, üçüncü odanın doğu duvarında bulunan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Oda 3.00 X 4.00m. ölçülerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, düz dam örtülüdür. Odanın batı duvarında giriş kapısı ve dikdörtgen formlu iki niş yer almaktadır. Güney duvarında dikdörtgen formlu bir niş mevcuttur. Doğu duvarı sağır tutulmuştur. Kuzey duvarı yuvarlak kemeri iki pencere ile revaklara açılmaktadır.

Avlunun kuzey kanadında üç oda bulunmaktadır. Bu odalardan kuzeybatı köşede bulunan birinci odaya avludan bir kapıyla geçilmektedir. Giriş kapısı yuvarlak kemerlidir. Oda, 3.80 X 4.50 m. ölçülerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın batı duvarında bulunan ve orijinal avluya açılan pencere günümüzde kapatılmıştır. Kuzey duvarında ortada dışarıya açılan yuvarlak kemerli giriş kapısı, onun iki yanında dikdörtgen formlu birer niş yer almaktadır. Doğu duvarında bulunan ve orijinalde odaya açılan pencere günümüzde kapatılmıştır. Güney duvarı bir kapıyla avluya açılmaktadır.

Avlunun kuzeyinde bulunan ikinci odaya, avluya açılan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Oda 3.00 X 4.50 m. ölçülerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın doğu ve batı duvarında bulunan pencereler günümüzde kapatılmıştır. Kuzey duvarı yuvarlak kemerli bir kapıyla dışarı açılmaktadır. Güney duvarında avluya açılan yuvarlak kemerli giriş kapısı bulunmaktadır. Avlunun kuzeydoğu köşesinde yer alan odaya girilememiştir.

Üst katın kuzey cephesi sonradan inşa edilen evlerin duvarlarıyla kapatılmıştır. Batı cephesi on üç pencere ile hareketlendirilmiştir. Pencereler yuvarlak kemerlerle sonlanmakta olup dıştan silmelerle hareketlendirilmiştir. Pencereler arasında birer sütunceye yer verilmiştir. Sütunceler ve sütunce başlıkları çeşitli süslemelerle hareketlendirilmiştir. Güneybatı köşedeki dört pencerenin üst kısımları sağır üçgen süslemeleriyle, diğer pencerelerin üst kısmı bir sıra taş ile hareketlendirilmiştir. Batı cephesinin saçak kısmı bir sıra taş dizisiyle hareketlendirilmiştir. Kuzeybatı ve güneybatı köşeler birer sütunceyle hareketlendirilmiştir.

Güney cephesinde yedi pencere açılmıştır. Bu cephedeki pencere ve cephe düzenlenmesi batı cephesindeki düzenleme ile aynıdır.

Doğu cephede ortada eyvan ve eyvanın kuzey ve güneyinde pencerelere yer verilmiştir. Eyvan, yuvarlak kemer açıklıklıdır. Yuvarlak kemer iki sütunceye oturmaktır. Pencereler yuvarlak kemer açıklıklı olup, dıştan içe doğru kademelenme yapan bordürlerle hareketlendirilmiştir. Bordürler bitkisel süslemelerle bezenmiştir.

Üst kat : iki eyvanlı, teraslı ve ‘L’ şeklindeki ir plan şemasına sahiptir. Üst kata kuzeydoğu köşede bulunan bir merdivenle çıkılmaktadır. Merdivenden terasa ulaşılır. Teras ‘L’ şeklinde bir plana sahiptir.

Üst katın kuzeydoğu köşesinde bulunan odaya girilememiştir.

Üst katta kuzeydoğudaki odanın güneyinde yer alan eyvan, yuvarlak kemerli bir açıklıkla terasa açılmaktadır. Eyvan, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Eyvanın kuzey duvarında, birinci odaya açılan giriş kapısı ve iki niş bulunmaktadır. Batı duvarında altta dikdörtgen formlu üç niş, üstte üç pencere açılmıştır. Güney duvarında 3.odaya açılan giriş kapısı yer almaktadır. Doğu duvarı yuvarlak kemerle terasa açılmaktadır.

Terasın batısında yer alan odaya girilememiştir. Oda yuvarlak kemerli altı pencere ile terasa açılmaktadır.

Terasın batısında yer alan 4 odaya 5 odadan kuzey duvarında açılan bir kapıdan girilmektedir. Oda doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın doğu duvarı yuvarlak kemerli bir pencere ile terasa açılmaktadır. Kuzey duvarı sağır tutulmuştur. Batı duvarında altta dikdörtgen formlu iki niş üstte, yuvarlak kemerli iki pencere açılmıştır. Güney duvarında dikdörtgen formlu bir niş ve güneydoğu köşede beşin odada giriş kapısı bulunmaktadır.

Terasın batısında yer alan beşinci odaya, terasa açılan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Kapı yuvarlak kemer alınlıklı ve yuvarlak kemer girişidir. İki yanda birer sütunce yer almaktadır. Sütünceler ve kemerler bitkisel süslemeli olarak düzenlenmiştir. Oda, doğu batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen planlı düz dam örtülüdür. Odanın kuzey duvarında dördüncü odaya açılan giriş kapısı vardır. Batı duvarında altta iki büyük ikisi küçük dikdörtgen formlu dört niş, üstte de iki pencere bulunmaktadır.

Güney duvarında altıncı odaya açılan giriş kapısı yer almaktadır.

Doğu duvarı iki pencere ve bir kapıyla terasa açılmaktadır.

Güneybatı köşede bulunan odaya, beşinci odada açılan bir kapıdan girilmektedir. Oda, kuzey – güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın kuzey duvarında giriş kapısı yer almaktadır. Batı duvarında altta üçü büyük, üçü küçük dikdörtgen formlu altı niş, üstte üç pencere açılmıştır. Güney duvarında altta üçü küçük, ikisi büyük toplam beş niş, üstte iki pencere bulunmaktadır. Doğu duvarında üç niş açılmıştır.

Terasın güneyinde ortada eyvan yer almaktadır. Eyvan yuvarlak kemerle terasa açılmaktadır. Eyvanın yuvarlak kemeri bitkisel süslemelidir. Eyvan, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Eyvanın batı duvarında güneybatı köşede bulunan odaya açılan kapı ve bir niş bulunmaktadır. Güney duvarında ortada bir pencere, pencerenin iki yanında dikdörtgen formlu birer niş yer almaktadır. Doğu duvarında doğudaki birinci terasa açılmaktadır.

Eyvanın batısında yer alan güney batı köşedeki odaya girilmemiştir.

Eyvanın doğusunda bulunan birinci odaya, eyvanın doğu duvarına açılan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Oda kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın batı duvarında eyvana açılan giriş kapısı, güney duvarında ortada dik dörtgen formu bir niş,iki yanına birer pencere açılmıştır. Kuzey duvarının düzenlenmesi ile güney duvarının düzenlenmesi aynıdır. Doğu duvarına güney doğu köşede bulunan odaya açılan giriş kapısı bulunmaktadır.

Güneydoğu köşedeki oda, doğu-batı doğrultusunda kareye yakın dikdörtgen planlı ve düz dam örtülüdür. Odanın batı duvarında bu odanın batısında bulunan odaya açılan kapı mevcuttur. Doğu duvarı sağırdır. Kuzey ve güney duvarlarında dikdörtgen planlı bir niş ve yuvarlak kemerli iki pencere bulunmaktadır.

3.6 CİZRE BELEDİYE BİNASI

Yapının üzerindeki kitabede yapının tarihi ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Eser malzemesi, inşa tekniği vb. özellikleri bakımından XIX.yy özelliklerini göstermektedir. Bütün bunlardan hareketle yapının XIX.yy sonu XX.yy başlarında yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Yapının ustası, Merho adında bir ustadır. Yapı, günümüzde koruma altına alınmıştır.

I.katın batı cephesinde, balkon kemerinin güneyinde; kemerin üzengi seviyesinde, beyaza renkli taştan bir kitabe yer almaktadır. Kare ölçülerdeki kitabe yüzeyinde dörtlü yonca yaprağı biçiminde bir kartuş bulunmaktadır. Gerek kartuşun içinde gerekse kartuşun dış köşelerinde belirgin olarak okunamayan Osmanlı Türkçesi ve celi sülüs hatla yazılmış ibareler görülmektedir.

Kitabe kartuşunun üst dilimi diğerlerinden ince bir şeritle ayrılmış olup “belediye” kelimesi, kartuşun sağındaki dış köşesinde “hürriyet” sol köşesinde “adalet” kelimeleri okunabilmektedir.

Belediye caddesi üzerinde olan yapı iki katlı, kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı olup zemin kat dış sofalı, I. Kat sofasız evler tipindedir. Dıştan 12.00 X 6.00 m. ölçülerindedir. Sağlam olan konut günümüzde özel müze olarak kullanılmaktadır.

Planlama açısından basit olan yapının, sokağa bakan cephesi oldukça hareketlidir. Düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Cadde üzerindeki diğer evlerin arasında sıkışıp kalmıştır.

Kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlıdır. Dış sofalı bir düzenlemeye sahiptir. Planlama olarak yan yana düzenlenmiş üç mekandan oluşmaktadır. Yanlardaki oda iken, ortadaki mekan üst kata çıkışı sağlayan merdivene sahiptir. Sokağa bakan batı cephe pencere, kapı ve balkonla hareketlendirilmişken diğer cepheler tamamen sağır tutulmuştur. Her iki kat birbirinden bir kaval silmeyle ayrılmıştır.

Batı cephenin ta ortasında ve cepheden hafif taşıntı yapan basık kemerli ana giriş kapısı yer almaktadır. Basık kemerin üzerinde dörtlü yonca yaprağı biçiminde yıldız biçimli pencere vardır. Kapı, kuşatma kemeri iki kaval bir oluk silmeden oluşan bir bordürle kuşatılmıştır. Bordür sivri kemerlidir. Ana girişin her iki yanında simetrik olarak düzenlenmiş üçlü bir açıklık yer almaktadır. Bunlardan ortadaki basık kemerli giriş kapısı iken yanlardaki yuvarlak kemerli pencerelerdir. Kapıların üzerinde ise, kuzeydeki dikdörtgen, güneydeki damla biçiminde birer yıldız pencere bulunmaktadır. Ana giriş kapısından doğu-batı yönünde uzanan iç sofayı anımsatan hole girilmektedir. Holün güneybatısında bir dolap nişi vardır. Kuzeydoğu ve güneydoğusunda yanlardaki odalara geçişi sağlayan düz lentolu kapı açıklıkları görülmektedir. Holdeki iki yönlü ahşap basamaklı ve korkuluklu merdivenle I.kata çıkılmaktadır.

Holün, güneydoğusundaki kapı açıklığıyla güneydeki odaya girilmektedir. Oda doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlıdır. Odanın kuzey,güney ve doğu duvarları sağır tutulmuştur. Batı duvarlarında ise ortada giriş kapısı, yanlarda ise birer pencere vardır.

Holün kuzeydoğusundaki düz lentolu kapı açıklığıyla kuzeydeki odaya girilmektedir. Oda, doğu-batı yönünden dikdörtgen planlıdır. Batı duvarında ortada giriş kapısı, yanlarda birer pencere bulunmaktadır.

Kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlıdır. Sofasız evler düzenlemesine sahiptir. Ancak merdivenin olduğu hol, işlev olarak olamasa da planlama açısından iç sofayı anımsatmaktadır. 1.kat planlama açısından yan yana düzenlenmiş üç mekandan oluşmaktadır. Ortada, zemin katla bağlantılı hol vardır.

Bu katın da batı cephesi en hareketli kısmıdır. Cephe düzenleme açısından zemin kattan ayrılmaktadır. Cephede, pencerelerin alt seviyesinde profili, çatı seviyesinde düz silmeler yatay hareketliliği yansıtmaktadır. Yuvarlak kemerli pencereler ise, pencerelerin şekline uygun biçimindeki kenarlardaki profili kemerin üzerindeki düz bordürle kuşatılmıştır. Cephenin tam ortasında da oluk silmeli bordürle sınırlandırılmış sivri kemerli açıklığa sahip, yarım daire biçimindeki demir korkuluklu balkon görülmektedir. Cephedeki tüm pencere ve balkon,kemer üzengi seviyesinde, yatay konumdaki profili kısa bir silmeyle birbirine bağlanmıştır. Pencerelerin altında ve üstünde küçük ve beyaz renkte kare biçiminde, cepheden hafif taşıntı yapan taş panolar görülmektedir. Çatı seviyesinde ise taş konsollar yan yana sıralanmaktadır. Doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı holde iki yönlü ahşap basamaklı ve korkuluklu merdiven yer almaktadır. Holün batısındaki sivri kemerli kapıyla, demir korkuluklu ve yarım daire biçimindeki balkona çıkılmaktadır.

Holün kuzeybatısındaki düz lentolu kapıyla kuzeydeki odaya girilmektedir. Oda, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Odanın kuzey duvarında basık kemerli üç tane, doğu duvarında ise bir tane dolap nişi görülmektedir. Batı duvarındaki yuvarlak kemerli üç pencere iç mekanı aydınlatmaktadır.

Holün güneybatısındaki düz lentolu kapıyla doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı güneydeki odaya girilmektedir. Odanın doğu ve güney duvarında düz lentolu birer dolap nişi vardır. Burası batı duvarındaki yuvarlak kemerli üç pencere ile aydınlatılmıştır.

3.7 CİZRE KÜÇÜK (TELKABİN) KÖPRÜSÜ

1981 Yılına kadar yerinde mevcut olan kitabe çalınmıştır. Ayrıca köprü mimari plan ve süsleme özelliklerine göre Hasankeyf ve Yafes Köprüleriyle benzerlik göstermesinden dolayı XII.yy tarihlendirilmektedir.

Yöreyi 1900’lü yıllarda gezen Preusser’ın çektiği resimlerden köprünün gerek yolu gerekse ayak ve sel yaranlarının yıkık ve harap olduğunu göstermektedir. Cizre’yi ziyaret eden Mareşal Fevzi ÇAKMAK’ın emriyle köprü onarılarak kullanılır hale gelmiştir.

1981 yılına kadar mevcut olan kitabe bu tarihten sonra yerinden çalınarak kaybolmuştur. Eski resimlerine bakıldığında, köprünün her iki sel yaranında birer tane biri beyaz zeminli iki tane kitabesi olduğu anlaşılmaktadır. Beyaz zeminli kitabe metininin okunamayacak kadar tahrip olduğu eski resimden açıkça görülmektedir.

Mareşal Fevzi ÇAKMAK’ın talimatıyla onarılmış haliyle günümüze gelebilen köprü sağlam durumdadır. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan köprü yolunun eğimli olduğu ve çok gözlü köprüler gurubuna girmektedir. Betonarme babalı ve demir korkulukludur. Yapı üzerindeki eski doku ile yeni doku taşların renginden açıkça belli olmaktadır. Düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Üzerinde bulunduğu dere tamamen toprakla dolduğu için altından sadece küçük bir atık su kanalı geçmektedir. İşlevini kısmen de olsa sürdürmektedir. Zamanla dolan dere yatağı içinde kalan köprü, yaklaşık kemer üzengi seviyesinin üst kısmına kadar toprak içinde kalmıştır. Bu nedenle ne köprünün ayaklarının nede gözlerinin özellikleri seçilebilen bir durumda değildir. Eski resimlerde görülen ayaklar günümüzde toprak altında kalmıştır.

20. yy başlarında yöreyi geze, C.Preusser’in çekmiş olduğu fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere, köprü harap bir durumdadır. Köprü gözlerinin yıkıldığı ve çöktüğü, sel yaranlardan birinin gevşek zeminden dolayı yana yatıp özelliğini kaybettiği görülmektedir. Ancak, köprünün bu harap ve yıkık haline rağmen, yinede halk tarafından yıkılan yerlere ahşap hatıllardan eklemeler yapılarak kullanılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.

8.40 m genişliğinde 141 m uzunluğunda yola sahip olan yapı ortadaki büyük (28 m) her iki yanlardaki küçük (15.50 m -21.50 m) olmak üzere toplam beş gözlüdür. Günümüzde mevcut olmayan prizmatik üçgen biçimindeki iki sel yarayan köprünün menba tarafındadır.

Köprünün en dikkat çeken tarafı sel yaranlar üzerinde olan kabartma figürlerdir. Figürler, sel yaranların her iki kenarlarındaki uç kısımlarına yakın yere karşılıklı olacak şekilde yerleştirilmişlerdir. Sağlam olan sel yaranın üzerinde; yere çökmüş vaziyette, kafası cepheden verilmiş, kuyruğu başına doğru uzanmış bir aslan kabartması görülmektedir. Bu kabartmanın aynısını sel yaranın diğer yüzünde de tekrarlanmış olmalıdır.

Yerinden oynamış ve çökmeye başlamış olan sel yaran üzerinde ise ne olduğu tam belli olamayan ancak burç sistemiyle alakalı olabilecek bir hayvan kabartması vardır.